top of page

Çocuğumla İşbirliğini Nasıl Geliştirebilirim?

  • Yazarın fotoğrafı: Ayça Özbatır
    Ayça Özbatır
  • 11 Ara 2020
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 20 Ara 2020



ree

"Çocuğumun beni dinlemesini nasıl sağlayabilirim?" ve benzeri sorular anne babalar tarafından en sık sorulan sorular arasında. Ben de şu cevabı veriyorum sıklıkla: "Eğitim, tekrar tekrar aynı şeyi söylemektir." Ama bu süreç her iki taraf içinde istendiği gibi gitmediğinde, tekrarlanan istekler karşısında çocuklar tarafından söylenenler yapılmadığında, anne babaların bağırmasına ve seslerin yükselmesine dönüşebiliyor.

Ama çocukların zihinleri yetişkinler gibi işlemez. Ayrıca öncelikleri de yetişkinlerden farklıdır. O yüzden, çocukları anne babaları dinlemeye ikna etmek, sadece odanın bir ucundan isteneni söylemek ve ardından derhal uymalarını beklemekten biraz fazlasını gerektirir. Amaç, öncelikli olarak çocukların bizi dinlemesi olmamalıdır. Sizin sorduğunuz ve burada gerçekten bahsettiğimiz şey, çocuğunuzun sizinle nasıl işbirliği yapmasını sağlamak olmalıdır.


"Çocuğumun beni dinlemesini nasıl sağlayabilirim?" yerine öncelikle kendinize şu soruyu sormakla başlayabilirsiniz: "Çocuğumun benimle işbirliği yapmasını nasıl kolaylaştırırım?" Ardından çocuğunuzun işbirliği yapma istekliliğini geliştirmenize yardımcı olabilecek aşağıdaki önerileri deneyebilirsiniz:

1. Onların bakış açısından bakmaya çalışın. Çocuğunuza bir şey sormadan önce, onun bakış açısını ve mevcut önceliklerini değerlendirin. Çocuğunuza bir talepte ya da istekte bulunmadan önce kendinize şu 5 soruyu sorun:

  1. Şu an bir yapmakla megul mü?

  2. Yaptığı şey onun için önemli mi?

  3. İsteğiniz gerçekten yapılması gerekli olan bir şey mi? Ve…

  4. Şu anda mı yapılması gerekli?

  5. İstediğiniz şeyin kimin için önemli ve öncelikli?

Hadi empatik bir bakış açısı ile başlayalım:

Gerçekten zevk aldığınız bir etkinlikle meşgul olsaydınız ve eşiniz, arkadaşınız, vb. hoşunuza gitmeyen veya sizin için o an önceliğinizde olmayan bir konuda, yardımcı olmanız için elinizdeki işi hemen bırakmanızı isteseydi, muhtemelen ne yapardınız? tepkiniz ne olurdu? Hemen bırakmaya istekli olur muydunuz? Ya da (çok daha eğlenceli) faaliyetinize devam edebilmek için onları görmezden gelmeyi dener miydiniz? istediklerini yapmaktan kaçınır mıydınız ya da sizin yaptığınız şey bitene kadar beklemelerini mi isterdiniz?


Bu durumda çocuklarınız farklı düşünebilir mi? Yetişkinler, çocuklara göre daha oto kontrol sağlayabilir ve o an yaptığı her ne ise belki bırakabilir, erteleyebilir ama çocukların beyinleri yetişkinler gibi çalışmadığı için benzer tepkiyi yetişkinler gibi veremeyebilirler.

Çocuklar bizim önceliklerimizi paylaşmaz. Ve bizim de onlardan bunu beklemememiz çok doğru değildir, çünkü onların henüz çocuk olduğunu hatırlamak gerekir. Kuralları beğenmeyecekler, sınırları test edecekler ve bu sınırlardan şikayet edeceklerdir. Bu onların işi. Tıpkı anne babaların işinin bu sınırları belirlemek olduğu gibi. Ancak bu, süreç içinde duygu, görüş ve arzularını tamamen göz ardı etmeniz gerektiği anlamına da gelmez.

2. Sakin olun. Çocukların anne babaları dinlememesi anne babaların kızması ya da gerilmesi için büyük bir tetikleyici olabilmektedir. Bu durum seslerin yükselmesi ve bağırışların artması anlamına gelebilir. Bazen bağırmak, çocukların anne babaları 'dinlemesini' sağlayan tek şey gibi görünebilir. Sonuçta, bağırmak sık sık başvurduğumuz bir yol ise, çocuklar bağırmaya başlayıncaya kadar anne babalarını dinlememeyi öğrenirler. Öğrendikleri şey, anne ya da babanın bağırmaya başlayana kadar gerçekten ciddi olmadığıdır. Böylece döngü devam eder. Birisi sizi dinlemediğinde hayal kırıklığına uğramanız çok doğal ve normaldir. Duyulmamış hissetmek ile bizde tetiklenen duygular genellikle kendi çocukluğumuzdan kaynaklanır. Çok basit olarak belki şöyle açıklayabilirim; küçükken duyumadığınızı hissettiyseniz, o zaman bir yetişkin olarak da duyulmamış hissetmek, çocukluktan hissettiğiniz tüm bu duyguları yeniden gündeme getirecektir. Ancak o an benzer bir durum sizi tetiklediyse, hemen bir tepki vermeniz gerektiği anlamına da gelmez. Tepki vermeden önce birkaç derin nefes alabilir ve kendinizi sakinleştirebilirseniz, o zaman çocuklarınıza nasıl tepki vereceğinizi seçebilir ve sonunda duyulmak için bağırma döngüsünü kırabilirsiniz.

3. Önce bağlatıya geçin ve ardından düzeltin. Pek çok anne baba, çocuklar tam dikkatini veremeden konuşmaya başlar. Çocuklar zaten bir şeyle meşgulse, dikkatlerini o faaliyetten size kaydırmaları o an için zor olabilir. O anda istenen şey, çocuklar için çaba gerektiren büyük bir istek gibi gelebilir ve yaptıkları şeyin başından ayrılamayabilirler. Bu nedenle, çocuğunuzla konuşmaya başlamadan önce dikkatini size verebileceği bir zaman dilimi olduğundan emin olun ve her şeyden önce onunla bağlantı kurmaya odaklanın.

Göz teması kurun. Konuşmak istediğinizi belirten belki omzuna dokunmak gibi bir davranış ile konuşmak istediğinizi belli edebilirsiniz. En önemlisi, o an yaptıkları şeyin onlar için önemli olduğunu kabul edin. İlgi alanlarına, ve onlar için önemli olan şeylere saygı duymak ve ilgi göstermek, onların sizle bağını güçlendirir ve yönlendirmelerinize daha istekli olmalarını sağlayabilir.

"Vay canına, bu eğlenceli görünüyor!" ya da "O oyundan gerçekten zevk alıyor gibi görünüyorsun. Bana bunun hakkında daha fazla bilgi verebilir misin? ” gibi bir yaklaşım, çocuğunuzla ilgi alanları konusunda bağlantı kurmanızın için bir yol oluşturabilir. Daha sonra, bu sınırı belirlemeniz gerekiyorsa, bunu empati ile yapın. Şu anda keyif aldıklarını ve bunu durdurmanın zor olduğunu kabul edin. "Bu oyundan gerçekten keyif aldığını ve oynamayı bırakmanın zor olduğunu biliyorum. Ama şu konuda sana ihtiyacım var…." gibi bir yaklaşım sizinle işbirliği kurmasına yardımcı olabilir.

4. Daha az talep, daha fazla soru! "Ayakkabılarını giymek ister misin?" ya da "Odanızı temizlemek ister misiniz?" gibi sorular aslında, çocuklarınıza hayır deme seçeneği verir ve işbirliği yapmak için etkili sorular değildir. Eğer "hayır" ifadesi o an için sizi etkileyen bir cevap değilse, duymak sıkıntı yaratmaz. O yüzden istediğiniz şey gerçekten isteğe bağlı değilse, onlara "hayır" deme seçeneği sunacak sorular sormayın! Bununla birlikte, çocuklarınız için "Git ve ayakkabılarını giy!" gibi bir yönerge de yararlı olmayacaktır. Özellikle zaten stresli veya gerginlerse veya gün içinde buna benzer birçok yönerge almışlarsa bu duruma karşılıkları beklediğiniz gibi olmayabilir. Bunun yerine, "Yemeğe gitmek üzereyiz, evden çıkmadan önce neye ihtiyacın var?" tarzı bir soru muhtemelen daha etkili olacaktır. Böyle bir soru sormak çocuğunuzu sorumlu kılar. Talep etmek yerine işbirliğine davet eder. Kendi düşündüğü ve belirlediği bir şey üzerine daha çok sorumluluk alacaktır. Sürekli ne yapacağını söylemek yerine sorular sorarak onun sorumluluk almasına rehberlik edin.

5. Seçenekler verin. Yine, burada yapmalarını istemediğiniz seçimlerden bahsetmiyorum. Çocuğunuzdan yapmasını istediğiniz şey isteğe bağlı değilse, bu onlara verebileceğiniz bir seçenek değildir. Ancak, bu durumda onlara hangi seçenekleri verebileceğinizi düşünün. Çocuklar, tıpkı biz yetişkinler gibi, hayatlarının kontrolünü ellerinde tutmayı severler. Aslında, kontrolü ellerinde hissetmeleri gerekir. Mümkün olan yerlerde, yaşlarına uygun kararları vermelerine ve hayatları üzerinde yetki sahibi olmalarına izin verebilirsiniz. İşte deneyebileceğiniz bazı örnekler:

  • "Oyuncaklarını öğle yemeğinden önce mi yoksa sonra mı toplamak istersin?"

  • "Öğle yemeğinde sandviç veya makarna ister misin?"

  • Şimdi mi yoksa 5 dakika içinde mi banyoya girmek istersin?

  • Bugün mü yoksa yoksa yarın mı odanı temizlemek istersin?

Çocuklara güvenli ve sınırlarınız içinde tutarlı seçenekler sunmanız önemlidir. Sunduğunuz her iki seçeneğin de uygun olması gerekir. Çünkü ne seçerlerse seçsinler, amacımız görevin tamamlanması üzerine olmalıdır.

6. Eğlenceli hale getirin! Çocuklarınızdan işbirliğini teşvik etmenin bir yolu da, espri iletişiminize katmaktır yani ilişkinizi oyunsallaştırmaktır. Çocuklarınıza emir vermeye başlamadan önce, bunu eğlenceli hale getirmenin bir yolu olup olmadığını düşünebilirsiniz. Sıkıcı ve sıradan görevleri çocuğunuzla eğlenmek ve onunla bağlantı kurmak için fırsatlara dönüştürmenin pek çok yolu vardır. Örneğin, "Görevi önce kimin bitirebileceğini görmek için yarışa var mısın?", "Biraz müzik dinleyip dans ederek banyoya girebilirsin." ya da esprili bir ses tonuyla istenileni söylebilirsiniz. Sonuçta, tüm bu önerilerin ortak bir noktası vardır: Bağ kurmaktır. "Çocuğumun beni dinlemesini nasıl sağlayabilirim?" sorusunun cevabı her zaman: önce onlarla bağ kurmaktır. Çünkü kimse yönetilmeyi ya da kontrol edilmeyi sevmez. Geleneksel anne baba modelleri, çocukların istediğimiz şeyi istediğimiz zaman yapmaları gerektiğini söyler. Ancak hiç kimse, takdir edilmediği, bağ kuramadığı ya da saygı duyulmadığını hissettiği biri için bir şey yapmak istemez. Ve çocukların söylediklerinizi ne olursa olsun yapması gerektiği inancına sahip olmakta ısrar ettiğinizde, çocuklarınızla bağ kurmak ve çocuğunuzla olan iletişimden keyif almak için önemli fırsatları kaçırabilirsiniz. Bağ kurmaya odaklanmak, her zaman çocuklarınızın işbirliğine daha açık olmasını ve onlarla daha iyi bir ilişkinin gelişmesini sağlayacaktır.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Ergenler Neden Motive Olamıyor?

Anne babalardan ergenlik çağındaki çocuklarının potansiyelini en iyi şekilde değerlendiremediğine ya da odaklanmada sorun yaşadıklarına...

 
 
 
Ne Zaman Terapi Desteği Gerekir?

Son dönemde basın ve medyaya yansıyan bir çok endişe verici haber ile karşı karşıyayız. Ruhsal sağlık sorunları giderek yaygınlaşıyor....

 
 
 

Yorumlar


bottom of page