Ergenlerle Ödev ve Çalışma Savaşları
- Ayça Özbatır

- 29 Eki 2022
- 5 dakikada okunur
Okul döneminin açılması ve akademik çalışmaların başlaması ile birlikte evde anne baba ve ergenler arasında -ben ergenler üzerinden konuyu aktaracağım- yaşanan çatışmaları duyar gibiyim. Bu konu özellikle ergenlikte daha bir çatışma konusu haline geliyor. Çünkü artık odaların kapılarının kapanması ile anne babanın kontrolünün azalması, belki bir takım önem derecesi yüksek sınavların yaklaşıyor olması ya da geleceğe dair mutlu olmasına yönelik akademik başarıya yüklenen anlamlar gibi nedenler akademik konuların bir çatışma alanı olmasına zemin hazırlayabiliyor.
Sık sık bir ergenden çalışıp çalışmadığı sorulduğunda "Birazdan", "5 dakikaya, başlıyorum.", “Daha sonra yapacağım”, “Bugün yeterince çalıştım” veya “beni rahat bırak”, gibi durumu hakkında sıkça duyulabilirsiniz.
Gençlerin içinde bulundukları bu dönem, sosyal medya, akış platformları ve çevrimiçi oyunlar çok popüler ve çekici bir konumda. Dijital alanlar pandemi ile birlikte sosyalleşme alanı olduğu gibi her ihtiyacı karşılayabilen alanlar haline geldi. Bu hepimiz için geçerli bir durum oldu aslında. Ama akademik çatışmaları sadece teknolojiye, içinde bulundukları döneme bağlamak doğru değil. Bu akışta, gençlerin derslerine odaklanmayı zor bulmaları şaşırtıcı değil ve anne babaların da motive etmesi...
Bana çok sorulan sorulardan yola çıkarak, gençleri akademik çalışma ve ödevlerini yapma konusunda teşvik etmek için şu noktaları önerebilirim.
İçinde bulundukları dönem itibariyle çoklu uyaranları takip etme konusunda gerçekten iyiler. Bu dönemde bizim dönemimizdeki gibi otursun sadece çalışsın, başka bir şeyle uğraşmasın derseniz, bu ciddi sıkıntı yaratacaktır. Bu dönemki çocuk ve gençler çoklu görevlere çok alışıklar yani aynı anda bir kaç şeyi bir arada yapmaya... Ders çalışırken aynı zamanda başka bir şeyle de uğraştığını gördüğünüz de hemen müdahale etmeyin. Belki de ders çalışmanın yarattığı pasifliği dengelemeye çalışıyordur. Biraz dönem de bir kaç şeyi bir arada yapmanın beklendiği böyle bir dönem, dolayısıyla ergen çocuğunuz böyle çalışabildiğini ifade ediyorsa ona biraz bu konuda alan bırakmak da fayda var. Bir de artık biliyoruz ki, farklı öğrenme stilleri ve modelleri var, o yüzden çocuğunuzun bu yönünün de farkında olmak önemli.
Öncelikle ergenlik döneminde işleyen iki önemli nokta, gençleri aktif konumda tutmak bir diğeri de ihtiyaç duyduğunda yardım etmek, yardımı esirgememek. Anne babalar olarak, onlar adına düşünerek, organize ederek onları pasif hale getiriyoruz ve bizim kurduğumuz düzende aktif olmalarını istiyoruz. O zaman nasıl sorumluluklarını almalarını bekleyebiliriz ki? Bu da çatışmanın yaşanmasına zemin hazırlayan bir unsur oluyor.
1. Aktif konuma getirin.
Gençleri aktif konuma getirmediğiniz takdirde dersler hatta pek çok sorumluluk alanı itici olabilir. Örneğin, arabaya bindiniz, direksiyonu ona bırakmak durumundasınız, arabayı o kullanacak ama ebeveyn olarak bizler yan tarafta co-pilotluk yapacağız. Eğer onunla birlikte ya da onun yerine direksiyonu kullanmaya çalışırsanız kaza kaçınılmazdır. Yani onun yerine arabayı alıp sürmeyeceğiz.
Ergen çocuğunuz yerine program yapmak, hangi dersi ne zaman çalışacağı ile ilgili organizasyonları onun yerine yapmak çocuğunuzu çok pasif konuma sokacaktır. Onun yerine program yapmamak, onun program yapmasına teşvik etmek önemlidir. Ne yapması gerektiğini söylemek yerine, yönelttiğiniz sorularla programını onun hazırlaması onu yönlendirebilirsiniz. "Bugün ki planın nedir?" , "Bugün ödevin var mı?", "Kaçta başlayacaksın?" gibi.
Ergenlerle bu konuda iletişim kurarken yap, et gibi emir kipi kullanmadan, "telefonunu elinden alıyorum." , " o zaman bugün bunu yapamazsın." gibi ceza veya tehditler havada uçuşmadan, küsmeden, onu yok saymadan, tavır koymadan yapmaya çalışmanız önemlidir.
Şefkatli bir otorite ile ilgilenmek ve her zaman sormak iletişim diliniz olmalıdır. Şiddet içermemeli ama bir çerçeve olmalıdır.
2. Bir rutin oluşturun
Ergenlik dönemi zihinlerinin dağınık olduğu bir dönemdir. Bu dağınıklık fiziksel olarak çevrelerine de yansır. Odalarının dağınık olması, eşyalarının dağınık olması aslında hep bu zihinsel dağınıklıktan kaynaklanabilir. Her ergen bunu farklı yoğunluklarda yaşayabilir. Bu nedenle gençlerle yaşam kaotik olabilir. Bir çalışma rutini oluşturmak, üretkenliklerini önemli ölçüde artırabilir. Kendi rutinini oluşturması için teşvik edebilirsiniz. Bu da, birlikte konuşarak ve kendi sorumluluğunu alabileceği, kendi sistemini kurması yönünde bir teşvik ile olabilir. Çocuğunuzun en üretken olduğu zamanları düşünmesini - okuldan eve geldiklerinde mi yoksa biraz boş zaman geçirdikten sonra akşamları mı? isteyebilirsiniz. Nasıl bir planlama yapmak onun için daha etkili olur? gibi sorular bu sürecin kolaylaşmasına yardımcı olur.
Örneğin, Çalışma blokları kullanmak için iyi bir yaklaşımdır. Ergen çocuğunuzu her gün bir ila iki saatlik bloklar ayırmaya yönlendirebilirsiniz. Bu konuda farklı teknikler var, bu teknikleri araştırması için teşvik edebilirsiniz. Konunun uzmanlarından destek alabilirsiniz. (Pomodora tekniği gibi.)
Bu program esnek bir program olmalıdır. Anne babanın ihtiyacına değil, çocuğun ihtiyacına göre düzenlenmesi, günlük ve öncelik sıralamasına ya da yapması gereken diğer etkinliklere veya ev işlerine bağlı olarak değişebilmelidir.
Her gün müsait zamanları vurgulayan bir takvim ayarlayarak yardımcı olabilirsiniz. Buna göre gününü düzenlemesini ona bırakmalısınız. Ergen çocuğunuzun çalışmak için bir zaman çerçevesi oluşturduysa; bu programın takibi ve kontrolü çocuğunuzdaysa , bu motive edici olabilir. Bu programın takibi anne babanın değil, çocuğun sorumluluğundadır.
Sık sık mola vermesine karışmayın. Zaten uzun bir okul gününden sonra bardak doluyor. Dikkat, tolerans düşüyor. Genellikle uzun çalışma saatlerinden sonra zihin yorulacağı için kısa ve sık molalar daha iyi gelecektir.
Burada bir noktayı açıklığa kavuşturmak durumundayım. Programını yaptı ve dediği saatte başlamadı. Sürekli bir gözetim halinde "şu saatte başlıycam." dedin başlamadın, gibi bir takibe girerseniz, sistem aktive olmaz, çocuğunuz nasılsa bana söylerler deyip, sürekli anne babasına yaslanmaya devam eder. O yüzden bu konuda alan bırakmak ve uzaktan takip etmek önemlidir. Eğer bu sorumluluğu çocuğunuza devretmezseniz, sorumluluk almayı öğrenemez. Hem sorumluluğu devretmeyeceğiz, hem de sorumluluk alsın isteyeceğiz, nasıl olacak o zaman?
Şu unutulmamalıdır ki, akademik süreçler, ödevler okulla öğrenci arasındadır. Onun ödevi, onun sınavı, onun çalışması. Bizim ödevimiz, bizim sınavımız ya da bizim dersimiz değil.
O zaman formülümüz nedir? Takip ediyoruz, ilgileniyoruz. Ama onun yerine direksiyonu kullanmıyoruz. Yapmıyorsa da sonuç yaşamasına izin veriyoruz.
3. Çocuğunuzu çalışmaya ve ödevi yapmaya zorlamayın
Günün sonunda, ödevi yapmak gencin sorumluluğundadır. Bir ebeveyn olarak, yardım etmek için ancak bu kadarını yapabilirsiniz.
Tehdit ve cezalar kullanarak ergen çocuğunuzu ödevlerini yapmaya zorlarsanız, çatışma yaşamanız olasıdır. Muhtemelen bu durum bir güç mücadelesine yol açacak ve ergen çocuğunuz daha tepkisel yaklaşacaktır.
Okul çalışmalarıyla ilgili beklentiler hakkında çocuğunuzla, sakin tartışmalar yapmaya çalışın ve onların bakış açısını anlamak için zaman ayırın. Ardından, kendi için kabul edilebilir bazı çözümler bulması, kendi bulduğu çözümleri denemesi için onla birlikte çalışabilirsiniz.
Anne baba olarak çocuğunuzun çalışmaya odaklanarak ve elinden gelenin en iyisini yaparak başarılı olduğunu görmek istemeniz çok doğal. Bu nedenle, çocuklarının ev ödevlerini yapmalarını sağlamak, birçok ebeveyn için ortak bir hayal kırıklığı noktasıdır.
Bazen gerek ödev gerekse ders çalışma konusunda, anne babaların çocuklarının çalışma sürelerini ya da ders içeriğini yeterli bulmadıkları için çocuklardan daha fazla bu konuya yatırım yaptıkları durumlarla karşılaşıyoruz. Ev ödevi ya da ders çalışma sorumluluğunun sizin değil, çocuğunuzun sorumluluğunda olduğunu hatırlamak önemlidir.
Ödev ve çalışma sorumlulukları söz konusu olduğunda, kuralları sert bir şekilde işletmek ya da "istenildiği gibi çalışmazsan seni bu okuldan alırım.", "ne yaparsan yap ben karışmıyorum. Senin hayatın beni hiç ilgilendirmez." gibi yaklaşım ve söylemler çocuğu güçlendirmez aksine bu söylemler çok depresif içeriği olan söylemlerdir. Bu tarz yaklaşım ya kaygı problemlerinin gelişmesine ya da bu alanın bir mücadele alanına dönüşüp isyan etmelerine neden olacaktır.
Ergen çocuğunuzla sakin bir şekilde iletişim kurmak için biraz zaman ayırın ve onları aktif olarak dinleyin. Ne çok karışmak ne de yok olmak; orta yol önemli ve empati. Suçlamak yerine empatik yaklaşım ki enerji derslere aksın.
4. Çocuğunuza ait alanları yönetmemek için elinizden gelenin en iyisini yapın
Bazen anne babalar ergenleri ödevlerini yapmaları için çok zorlayabiliyor, kapı dinlemek, kontrol amaçlı çok sık odaya girmek gibi davranışlarda bulunduklarını belirtiyorlar. Bu yaklaşımlar, hiçbir zaman anne babaları amaçlarına ulaştırmayan ve çocuğun geri çekilmesine sebep olacaktır. Çok kontrol her zaman tepki ile karşılaşacaktır. Ya sessiz tepki ya da sesli tepki ile...
Gençlerin kendilerine ait konularda, kendilerine alan bırakıldığında üretken olabileceklerini ve ihtiyaçları olan işi bitirebileceklerine inanın, onlara güvenin ve onlara ait alanın kontrolünü onlara bırakın. Çocuğunuza olan bu güveni, sizden ona bir güven işareti olarak görecek ilişkinizi güçlendirecektir.
Kriter nedir peki? Sınav sonuçları ya da öğretmenlerden gelen geri bildirimler bu konuyu beraber değerlendirmeniz için önemli kriterler olabilir.
5. Sakin olun ve net bir şekilde iletişim kurun
Aslında şu ana kadar iletişimle ilgili pek çok öneri verdim ama yine tekrarlamak isterim. Çocuğunuzu ödevlerini yapmaya motive etmeye çalışırken, sakin olun ve onlarla gergin tartışmalar yapmaktan kaçının. Bağırmak ya da olumsuz iletişim tarzları sadece ergen çocuğunuzu sizden uzaklaştıracak ve ödev konusunu olumsuzlukla dolu bir konu haline getirecektir. Anne baba rolünüzde kalmanız, öğretmen rolüne girmemeye çalışın. Onların öğretmenleri var ve öğretmenlerin gerekli takibi yapacağına inanın. Akademik süreçler bir güç mücadelesi alanına dönüşecektir. Çocuğunuzla sakince konuşarak ve söyleyeceklerini dinleyerek ilişkinizi besleyebilirsiniz. Onlara fikirlerine değer verdiğinizi gösterin ve seslerinin önemli olduğunu hissettirin. .




Yorumlar