top of page

Dönüşümün Sessiz Hali: İçeride Yer Değiştiren Gerçeklik

  • Yazarın fotoğrafı: Ayça Özbatır
    Ayça Özbatır
  • 25 Kas
  • 1 dakikada okunur

“Dönüşüm, bir anda değil; sessizce olur.”

— Ayça Baysal Özbatır



Dönüşüm çoğu zaman dışarıdan bakınca fark edilmeyen, içeride yavaşça büyüyen bir süreçtir.

Büyük karar anlarından ziyade, küçük farkındalıkların birikimiyle şekillenir.

Bir cümlenin içimize işleyişi, alıştığımız bir davranışın artık bize dar gelmesi

ya da bir ilişkinin yeni bir aynayı önümüze koyması…

Hepsi dönüşümün sessiz adımlarıdır.


Psikanalitik açıdan dönüşüm, benliğin yeniden örgütlenmesidir.

Eski savunmaların çözüldüğü, yeni anlamların doğduğu bir iç alanı işaret eder.


Ama dönüşümün en görünmez eşlikçisi gölge benliktir.

Bastırdığımız, görmek istemediğimiz, “ben böyle biri değilim” dediğimiz yerler…

İşte dönüşüm, tam da oraya temas ettiğimizde başlar.


Gölgeyle karşılaşmadan dönüşmek mümkün değildir.

Çünkü gölge, bizden gizlediğimiz yönlerimizi sessizce taşır:

öfkeyi, kıskançlığı, utancı, kırılganlığı, arzuyu…

Onları reddettikçe aynı döngülerde sıkışırız.

Onları tanıdıkça dönüşümün kapısı aralanır.


Oysa sevgi bir performans değildir.

Birinin sevgisini kazanmak için değiştiğimiz her yerde

kendimize biraz daha yabancılaşırız.


“Herkese uymaya çalıştığımız yerde kendimiz olmaktan uzaklaşırız;

kendimiz olduğumuz yerdeyse herkes bizi anlamayabilir.

İnsan olmanın gerilimi tam burada başlar.”


Dönüşüm, işte bu gerilimi fark ettiğimiz anda başlar:

Gölgenin fısıltısı duyulur olur.

Kendimize yabancılaştığımız yerde artık duramaz hâle geliriz.

Ve “artık böyle devam edemem” dediğimiz o an,

içeride çoktan yer değiştirmiştir bir şeyler.


Belki bugün kendimize sorabiliriz:

“Ben hangi yanımla yüzleşmeye yaklaşıyorum?”


Psikanalitik Bir Öneri


Dönüşümün en önemli adımı,

gölge benliğin görünür hâle geldiği anlarda kaçmadan durabilmektir.


Bugün bir davranış bir duygunu çarptıysa, kendine sorabilirsin:


“Bu tepki bana neyi gösteriyor?

İçimdeki hangi parçam konuşuyor?”


Bu sorular, dönüşümün en derin yolunu açar:

kendi karanlığını bilip, ona sahip çıkarak büyümek.


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Kendime Yer Açmak: Benliğin Sessiz Genişlemesi

“Bazen genişlemek için, önce daraldığın yerden çıkman gerekir.” — Ayça Baysal Özbatır Kendimize yer açmak çoğu zaman “yeni bir şey eklemekle” ilgili değildir. Aksine, bizi sıkan, daraltan, ağırlık yap

 
 
 

Yorumlar


bottom of page